6 Ocak 2014 Pazartesi

“Ve bir gün baktık ki kimse kalmamış…”

Bütün bu olup bitenler o kadar önemli ki, toz duman dindikten sonra “hukuk”un ne demek olduğunu hep birlikte anlamış olacağız…
Dün; hukuksuzluğu hücrelerinin en derinlerinde hisseden, bırakın hissetmeyi sonuna kadar bire bir yaşayan devrimciler seslerini sadece hücrelerinin duvarlarına duyurabilmişlerdi… Milyonlarca genç “tezgahlardan” geçirilmişti. Gecekondu mahkemelerle idamlarla yargılanmış, binlerce yıl ceza almışlardı. Yaşı küçültülüp de asılan Erdal Eren adı o günlerin simgesi oldu.
Devrimciler “hukuk” dedi duyan olmadı. “Hukuk herkese lazım” dediler kimse tınmadı. Hukuksuzluğun içinde sesler kaybolup gitti…
Başbakan Erdoğan 12 Eylül referandumuna destek alabilmek için 12 Eylül 1980’de asılan gençlerin mektuplarını göz yaşları içinde meclis kürsüsünden okumuş “evet ama yetmez” deyiminin yaratılmasını sağlamıştı.
Sonra?
Hukuksuzluk bitmedi… Daha da derinleşti…
Asla yan yana gelmesi mümkün olmayanlar aynı potada eritilip hukuksuzluk içinde yargılanmaya devam edildi… Devrimcilerle onları tezgahtan geçirenler aynı davalarda yargılandılar… Yaratılan hukuk-suzluk buydu.
Son on yılda açılan davalara bakın. Hukukun işleyişine bakın.
Ve bugün…
Ekranlarda tanık olduğumuz operasyonlar başlar başlamaz iktidar “başlarım sizin hukukunuza” der gibi kendi yarattığı hukuk(!) kurallarına bile tahammülü olmadığını gösterdi. “Adli kolluk” yönetmeliğini değiştirdi. Darbe döneminde bile yapıl(a)mayanı yaparak hukukun temel taşlarını değiştirdi.
Yetmedi; kendisine zarar verecek, verebilecek tüm polis şeflerini, müdürlerini, emniyet çaycılarını değiştirdi. Ve o yerlerinden edilenler, görevlerinden alınanlar gördü ki, “hukuk herkese lazım…”
Hukukun saç ayaklarından biri olan iddia makamı gördü ki; “hukuk herkese lazım…”
Herkes gördü, iktidar görmedi…
İktidar partisinin Çanakkale Belediye başkan adayı bir hukukçu… Bütün bu olup bitenlerden sonra acaba ne düşünüyor?
Hukukun sürüklendiği yer hakkında samimi düşünceleri ne? Bir avukat olarak savunma hakkının kutsallığı hakkında ne düşünüyor? Son on yılda yaşananları bir değerlendirse de öğrensek. Boş verin son on yılı son 15 günde yaşananlar hakkında ne düşünüyor? Hukukun geldiği yeri nasıl tanımlıyor?
Bu soruları gerçekten, en samimi duygularımla bir hukukçudan öğrenmek isterim… Çanakkaleyi önümüzdeki beş yıl için yönetmeye aday bir hukukçu olarak kamuoyu ile düşüncelerini, görüşlerini paylaşması iyi olmaz mı? 
Hukuk sana lazım. Bana lazım. Ona lazım. Bizi bir aradan tutan hukuk… Hukuk yoksa “insanlık” yok!
Bu toz duman dindiğinde herkes bir kez daha düşünecek… Ve umarım herkes hukuku fark edecek! Hala bir umudum var…
-geMici-
BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…

Hiç yorum yok: