İnancım kalmadı... Önce “ana erkil toplum” ardından “erkeklerin iktidarı”, hemen peşinden “köleci toplum”... Orada bir Spartaküs var... Geç onu. Lakin bildik bir öncesinde yok! Peşinden “Feodal toplum”... Serfler ve yarı özgür Avrupa köylüleri... Yüz yıl savaşları... Yuh! Yetmedi... Sonrasında da buharlı “burjuvazi...” Yani kent sermayesi... 1. ve 2. Dünya Paylaşım Savaşları... Yeter be...
Peki?
Tüm bunların ardından olması gereken neydi? Önce sosyalizm, sonra da küresel sosyalizm yani komünizm...
Ne oldu?
Küresel sosyalizm yerine, küresel emperyalizm! Marks ve Engels hesap hatası yapmış olabilir mi? Öyleyse durum vahim... Avrupa karanlık çağı “çok yüzyıl” yaşadı. Doğu bu sorunu kaç yüzyılda çözer? “Bekle ve Gör...”
Film bir kez daha bitti!
Tarih şeffaf... Tarih uğraşsın! O uğraşırken;
...ben neyle uğraşıyorum? Şeffaf Beygir Film Şenliği ile...
Tam adını yazmamı isterseniz -doğru yazıp yazmayacağıma emin olmamakla birlikte yazmayı deneyeyim- “2012 GELENEKSEL 1. ULUSLARARASI ÇANAKKALE - TROIA ŞEFFAF BEYGİR FİLM ŞENLİĞİ...” (Umarım doğrudur... Oğlum, çok uzun ve karışık bir şenlik adı... Ben n'yapayım?)
Birinci olmasına bakmayın. O bizim “erkekliğimizden” kaynaklanıyor.... İlkini yaparken bir kere “1.” demişiz... Sözümüzden dönmedik! İllaki 1.si... Oysa ki, 3.cüsünü yapıyoruz...
Çanakkale’yi zıplatan projeler yapan Bülent abim’in bundan haberi olduğunu sanmıyorum... Çünkü kendileri yat-otoparklı -hafif sol tercihli fosil- sermayenin yöneticisi... (Ağır mı oldu? Biraz da olsun ama... Fosil demişken -kendimi alamadım- TEZ Elden Erhancığımı saymadan edemeyeceğim... Yaşasın “yeşil tutkunu” abiciğim... (Ara not: Karşı devrimden sonra kesinlikle kahve içmeye geleceğim.... Yaşarsam eğer...)
Bu yıl mümkünse tüm gösterimleri sahilde yapalım derim... Geleneksel yerlerimiz olsun tabii ki, ama bunun yanında “yat otoparkın”da da olsun derim... Kentli filmleri seyrederken kaybettiklerini de seyretsin...
İşgalin boyutlarını görsün!
Yaşasın devletin CED raporu! Yaşasın İl Çevre Müdürlüğü! Yaşasın memleketine nükleer santral yapılan üst kademe bürokratları! Yaşasın “Benim lüferim yolunu bular diyen kent yöneticileri...” Yaşasın “yeşil” severler... (Dolar mevzu bahis değildir, yanlış anlaşılmasın...)
Ben yolcu... Silivri'ye doğru... (Hakikaten güzel kafiye oldu.)
-geMici-
BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...
Peki?
Tüm bunların ardından olması gereken neydi? Önce sosyalizm, sonra da küresel sosyalizm yani komünizm...
Ne oldu?
Küresel sosyalizm yerine, küresel emperyalizm! Marks ve Engels hesap hatası yapmış olabilir mi? Öyleyse durum vahim... Avrupa karanlık çağı “çok yüzyıl” yaşadı. Doğu bu sorunu kaç yüzyılda çözer? “Bekle ve Gör...”
Film bir kez daha bitti!
Tarih şeffaf... Tarih uğraşsın! O uğraşırken;
...ben neyle uğraşıyorum? Şeffaf Beygir Film Şenliği ile...
Tam adını yazmamı isterseniz -doğru yazıp yazmayacağıma emin olmamakla birlikte yazmayı deneyeyim- “2012 GELENEKSEL 1. ULUSLARARASI ÇANAKKALE - TROIA ŞEFFAF BEYGİR FİLM ŞENLİĞİ...” (Umarım doğrudur... Oğlum, çok uzun ve karışık bir şenlik adı... Ben n'yapayım?)
Birinci olmasına bakmayın. O bizim “erkekliğimizden” kaynaklanıyor.... İlkini yaparken bir kere “1.” demişiz... Sözümüzden dönmedik! İllaki 1.si... Oysa ki, 3.cüsünü yapıyoruz...
Çanakkale’yi zıplatan projeler yapan Bülent abim’in bundan haberi olduğunu sanmıyorum... Çünkü kendileri yat-otoparklı -hafif sol tercihli fosil- sermayenin yöneticisi... (Ağır mı oldu? Biraz da olsun ama... Fosil demişken -kendimi alamadım- TEZ Elden Erhancığımı saymadan edemeyeceğim... Yaşasın “yeşil tutkunu” abiciğim... (Ara not: Karşı devrimden sonra kesinlikle kahve içmeye geleceğim.... Yaşarsam eğer...)
Bu yıl mümkünse tüm gösterimleri sahilde yapalım derim... Geleneksel yerlerimiz olsun tabii ki, ama bunun yanında “yat otoparkın”da da olsun derim... Kentli filmleri seyrederken kaybettiklerini de seyretsin...
İşgalin boyutlarını görsün!
Yaşasın devletin CED raporu! Yaşasın İl Çevre Müdürlüğü! Yaşasın memleketine nükleer santral yapılan üst kademe bürokratları! Yaşasın “Benim lüferim yolunu bular diyen kent yöneticileri...” Yaşasın “yeşil” severler... (Dolar mevzu bahis değildir, yanlış anlaşılmasın...)
Ben yolcu... Silivri'ye doğru... (Hakikaten güzel kafiye oldu.)
-geMici-
BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...