Şimdi sana “sevgili köşem” dedim ya hemen “acaba nereye
mesaj veriyor” diyecekler. Mesaj falan yok “sevgili köşem.” Zaten mesaj
verseydim CHP’li aday adaylarına verirdim.
Senin aracılığınla “neden aday oldular?” diye sordum ya…
Allah seni inandırsın bir tanesi adam yerine koyup cevap yazmadı. Helal olsun
demek geldi içimden ama demedim. Vardır elbet bir sebebi falan diye
geçiştirdim. Adam neden aday olduğunu neden açıklasın! Getirisi iyi, emekliliği
harika! Bunun cevabı mı olur…
Neyse köşem! Abukluklar aynen kaldığı yerden devam ediyor…
Kobani’ye “düştü düşecek” derken kazanınca tebrik gönderenler aynı zatlar… Yıllar
yıllar önce “başkanlık sistemi Amerika’nın bize yutturmasıdır” diyenlerle bugün
“başkanlık sistemi olmalı” diyenler de aynı kişiler… Acayip bir durum!
Biliyorum senin de kafan en az benim kadar karışık! Ben
alıştım sen de alışırsın…
Seçim satına girince iyice dağıtmaya başladık… Ne ararsan
var! “Ev parası zula et yüzde şu kadarı benden”den tutun da “yeni eleman”
alımına kadar uzanan geniş yelpazede her şey mevcut! 900 küsur “edebiyat
öğretmenine karşılık 1000 din dersi hocası… Eh, edebiyatta bir yere kadar!
İnsana biraz da maneviyat lazım!
Maneviyat deyince aklıma kutular geliyor, paralel geliyor
ama hemen uzaklaştırıyorum! “Benden uzak dursun” diyorum… Onun yerine aklıma
ille de SYRİZA’yı getiriyorum… Kesmiyor! Sen de aklına getirmemeye çalış, idare
et… İdare et, ızgara etten daha iyidir. İdare etmek hem damarlar için iyidir
hem de kollestrole iyi geldiği söyleniyor… Her şey sağlık için yani, sevgili köşe!
İletişimin ileşmemek anlamına geldiği, satışların,
pazarlama olarak algılandığı bir dünyada hala kendini “köşe” olarak algılaman
da aklıma yatmıyor değil ama ne yaparsın ki katlanıyorum sana…
“Sevgili Köşe” bak şimdi ısrarla aynı tanımı kullanıyorum…
Senin köşelerinin sınırı belli zaten…
Hani senin altına hep imza yerine “BATI-feneri ÇAKMAYA
DEVAM EDİYOR” gibi manasız bir cümle yazıyor ya, ona da takma! Bunlar hep
geçici şeyler… Bugün varsın, yarın yok!
Galatasaray’ın bile amatör takımlara yenilmesi bile inan
seni şaşırtmasın! Artık ne olduğunu bilmediğim “endüstriyel futbol” var! İki
gramlık zevkimizin bile içine edildiği şu dünyada, önüne gelenin kendisini bir
şey sanıp, ileri geri konuşması olsa olsa dangalaklıkla tanımlanabilir…
Sen işini yap yeter; “sevgili köşe…”
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…