(Halkın sırtında yük olarak yaşayanlar! Son 9
gününüz… Tay tay…)
Türkiye’de bir din sınıfı falan mı oluştu da
diyanet işleri başkanı Papa ile kıyaslanmaya başlandı? Varsa böyle bir şey
bizim de haberimiz olsun ki, bir hata yapmayalım!
Bir; Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir…
(Bunu unutturmak isteyenler, bugün devlet kadrolarındadır. Anayasayı fiilen
değiştirmediğiniz sürece de bu böyle devam edecektir. Bunu bir kere anlayın!
Ha, anayasayı değiştirirsiniz –öyle ya da böyle- o zaman “ulema”mı atarsınız,
özel bir imam meclisi kurar da onun başına mı birisini atarsınız bilmem. Ama
şimdiki kurallara göre bir “din sınıfı” yok…) Diyanet işleri başkanı da
devletten maaş alan herhangi bir devlet memurundan ne bir gram hafiftir ne de
bir gram ağırdır. Devletin sıradan bir memurudur…
İki; Diyanet işleri başkanı, Papa’ya ya da
İran İslam Cumhuriyeti’ndeki ruhani lidere tekabül eden bir “rütbe” değildir.
İran, ruhani liderine isterse uçak değil, uzay aracı alır. Çünkü o, bir devlet
başkanıdır. Halkı da ona gerekli değeri istediği gibi gösterir.
Papa ise aynı zamanda Vatikan Devleti’nin
başkanıdır. Bilmeyenler için yazalım Vatikan bir devlettir. Papa da bir devlet
başkanıdır. Ayrıca onun da özel bir uçağı yoktur! Bir yerden bir yere gidecekse
“Alitalia” Hava Yollarından bir uçak kiralanır. Nereden mi biliyorum?
Cumhurbaşkanı “Diyanet İşleri başkanına uçak da alınabilir” benzeri bir cümle
sarf ederken gerekçe olarak Papa’nın özel uçağını gösterince, Vatikan'dan hemen
cevap geldi. “Böyle bir uçak yok” diye, oradan biliyorum…
Üç; din adamları işi gereği mütevazi olmak zorundadır.
“Müsriflik” diye bir kelime sözlüklerinde bulunmaz. Hayat biçimlerinde
“müsriflik” yoktur. Ayrıca daha birçok insani özelliği bünyelerinde taşırlar.
İnsanlar kendi aralarında konuşurken örnek gösterecekleri kişilerden biri de
diyanet işleri başkanıdır. Yalan söylemez. Çalmaz. İki yüzlü değildir. Ve
aklınıza gelecek bütün melaikeleri üstünde toplamıştır… Yani öyle bir insandır
işte…
Tabi Mercedes’e de biner, binebilir… Papa da renoya bindi. Ne var bunda? Yaya da gidecek değil ya... Ama zırhlısına neden
binsin? Örnek bir insana kim, ne yapabilir ki? Kim ne yapmak isteyebilir?
Doğru insana kim ne yapar? Diyanet işleri başkanının korunmaya ne ihtiyacı
olur? Anlamak pek zor…
Benim dedem de hocaydı… Saygın bir adamdı. Tek lüksü
köstekli saatiydi. Hala köyde birileri dini mevzu açtığında dedemin alimliğine
dem vurulur… Dedem vefat edeli 47 yıl olmuş… Hatırlanıyor, İyi yad ediliyor…
Bir de bu lüks tüketim mallarını alırken altına mutlaka
bakılmalı. Son kullanma tarihi ne? Yaşa basmamalı… Bazı ürünlerin son kullanım
tarihi 7 Haziran da olabilir. Aman dikkat!
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...
NOT:
Kılıçdaroğlu Biga, Çan ve Yenice’de konuştu… Coşkuyu, umudu herkesin görmesi
gerektiğini düşünüyorum. Çanakkale’nin ilçeleri de CHP’ye inanmış durumda. CHP,
iktidara kararlı ve emin adımlarla gidiyor…
Karın güneşi görmesi gibi eriyip gidiyorlar… Haziran’ın
güneşine dayanamayacaklar! Son anketlerden 10 puan daha silin bakalım 1. Parti
kim? Haziran gösterir…