İki nükleer santral kurmaya
kararlıyız… Teknolojinin gerisinde kalamayız. Tamam, da nükleer santralin
elektriği kesilirse ne olacak?
Metronun elektriği kesilince
iner yürürsün… Hatta Pekin’den Londra’ya kadar… Biraz zaman alır ama yürürsün…
Nükleer santral evdeki piknik tüpüne en fazla form olarak benzer… Maazallah
elektriği kesilirse işte o zaman işimiz Galatasaray’ın Avrupa zaferi
kazanmasından sonra yaşanan maganda sevincine de benzemez…
“Hadi canım olacak iş mi? Adı üstünde
nükleer santral. Elektrik mi kesilir” demeyin… Bu nükleer santraller “maşallah” ve “nazar boncuğu” ile
çalışmıyor. Adı üstünde nükleer…
Muhalefet bu konuda ne
düşünüyor acaba? Tartışmaya büyük bir olasılıkla “türban”dan girip “çarşaftan”
çıkarlar. Çalışan bayanların başında bone ile girmesinde ısrar ederler.
Türbanla çalışan nükleer santral çalışanı Japonları pek etkileyecektir.
Başbakan Shinzō Abe iki Elham bir Fatiha kesin okur… Bilir bu işleri… Nükleeri
yapan duasını da elbet edecek!
Ayrıca gelecek seçimler
Romanya’da yapılırsa Viktor Ponta kesinlikle anamuhalefete düşeceğini de
ekleyeyim… Hem oran bizdeki gibi % 50, % 50 olmayacaktır… Çok daha yüksek bir
oran bekliyorum. Viktor Ponta, Türkiye’de de baraj altında kalacaktır.
Bir ara sınırda ne olduğu
belli olmayan bir madde bulunmuştu. İncelensin diye Küçük Çekmece Nükleer
Araştırma Merkezi’ne verilmişti de orada çalışanlar bu ne olduğu belli olmayan
cisimden kaçmaya çalışmışlardı. “Koş leyn koş nükleer…” Sanki ışık hızından fazla
koşuyor…
Bu nükleer dediğiniz şey bir
tür ışık…
Çernobil’le bile dalga geçen
bizler için bu konu pek mühim değil gibi durabilir… Çay içmeye devletin en
tepesinden en altına kadar devam edebiliriz… Bize dokunmaz anladık da bunca
kanser vakasının hızlanarak artmasının tek sebebi sadece değişen besin
tüketimimize bağlamak, besinlere haksızlık… Çayların payı bu işte ne kadar
acaba?
Cumhuriyet’in 90. yılında
Pekin ile Londra’yı bağlamışken 100. yılda “The End” demenin ne gibi bir manası var?
Zaten mevcut termik
santraller yeteri kadar iç karartıcı durumda… Yaktığı kömürden daha kara! Şimdi
de nükleerle oynamak elma şekeriyle çocuk kandırmaya benzemez. Tabi ışık
hızında koşabiliyorsanız sorun yok!
Ayrıca ne oldu da şimdi
türbanla meclise gelmeye akıl ettiler bunu anlamak mümkün değil. Benim zekam
buna yetmez. Seçildiklerinde akıllarına gelmeyen şey şimdi ne oldu da geldi…
Seçime çeyrek kala “Gezi” etkisini kaldırmak olmasın?
Olur mu olur.
Bu memlekette şaşırmak garip
olur…
CHP ve meclis muhalefeti nasıl
tepki verir bilmem… Benim bildiğim seçim hattına girdiğimizdir. Özgürlükler
“Gezi” ile olur… Türbanla olacak özgürlük sadece “seçim yatırımıdır…”
Yutan yutar… Yutmayan
sandıkta!
-geMici-
BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM
EDİYOR….