Suskun bir Ağustos olduğunu kesin. Sadece AKP konuşuyor…
Tabi arada birkaç çatlak ses çıkıyor ama o da AKP’nin gümbürtüsüne arada
kaynayıp gidiyor… Suriye ve Mısır derken
çıkarılan gürültü, içerideki sessizlikle ters orantılı. Görünüşte öyle… Bakalım
bu iç sessizliğin devamında ne olacak!
Mısır üzerinden ülkenin (topal da olsa) demokrasisine
saldırıp. “Şeriat” seslerini yükseltip, her türlü demokratik kitle hareketini şiddetle
bastırmayı kendine birincil yöntem olarak seçen AKP iktidarının bir ürünüdür.
Kendi yaptıklarını görmezlikten gelip hesaplaşmayı bir başka ülke üzerinden
yapmanın bir alemi yok!
Demokrasiyi içselleştirmemişlerin demokrasi ile
hesaplaşması gayet normal. Tabi bu arada “yandaş medyada” çıkan ara satır
haberlerinden öğrendiğimize göre Mursi’nin devrilmesi Mısır derin devletinin
bir başarısı… Başarısızlığın temel nedenlerinden bir diğeri olarak da Mısır Yargısı’nın
hala derin devletin elinde olduğu yazılıp çiziliyor…
Allahtan AKP iktidarı yargıya bir çeki düzen verdi de
bizde böyle tehditler ve tehlikeli virajlar yok! Sonra birileri kalkıp hak,
hukuk, adalet gibi bize yakışmayan kavramlardan bahsediyor… Daha sonra da
birileri gözyaşlarını gülmekten tutamıyor… (Hakikaten bu gülmekten olsa gerek!
Yoksa duygulanacak bir durum yok ortada…)
Demokrasiye hazmedilemeyen bir "diğer" duygu muamelesi
yapmak, bayır aşağıya giden freni patlamış otobüsün sağ salim duracağını ümit etmek
gibi bir şey olsa gerek!
Bırak Ağustosu sen Eylül’e bak! İlk hafta 2020 olimpiyatlarının
oylaması var… Kaybedilirse nedeni belli: direngeziparkı. Kazanılırsa AKP
iktidarının başarısı… Yersen!
Ekonomideki başarı AKP iktidarının… Yalpalamaların birkaç
nedeni var! Mesela ilk akla gelenler… Direngeziparkı, faiz lobisi, demokrasi
falan filan… Yersen!
İki gramlık akıllarımızla bunu çözmeye kalkışıyoruz…
Bilmediğimiz, anlamadığımız, bir durumda hala dik olmaya çalışarak mevcudiyeti –nasıl
oluyorsa- tehdit ediyoruz ki, sürekli savunma halindeyiz. Topu alan Çanakkale
savunması tarzıyla ileriye abanıyor… Bu saldırıların bir karşılığı
olabileceğini akılları kesmiyor…
Vay anasına! Ne acayip bir durum… Bütün bu duygular
birikirken saçma sapan CHP il, yönetimi, merkez ilçe yönetimi % 50 milletvekili
ve eskiden milletvekili olup şimdi yöresel kıyafetleriyle demokrasi
oyuncularından çıkan tek ses var… Mevcudiyetlerini sürdürülebilir kılmak!
Bu mudur sizin kültürünüz, tarzınız, akıl yürütmeleriniz,
politik burjuvaziliğiniz ve benim aklımın kesmediği ama sizin elbette kestiğine
inandığım olmayan duruşlarınız.
Ses deneme bir, ki… bir ki… Hadi leyn o mikrofon sistemin
size tutuşturduğu büyük kayışın teknolojik yansıması…
Solsan mı sayalım, sağdan mı?
Ne taraftan sayarsan say son damla aynı yere düşecek!
Zaten oldum olalı sevmedim bu ayı…
-geMici-
BATI
FENERİ ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…
NOT:
Cahit Yılmaz’ı kaybettik. Yine o kalp! Gazeteci tayfası ya faili meçhule ya da
kalbe yenik düşüyor… Diren Kalp! Uzun uzun yazmanın bir anlamı var mı acaba?
Masadan birer birer kalkıyoruz! Hepsi bu!