Köprünün kendisi yok ama adı belli olmuş. Yersen… Adam
milletvekili olalı 3 ay olmuş ama yılın milletvekili seçilmiş. Nasıl oluyorsa… Can
Dündar ve Erdem gül’ün serbest kalmasına sevinmiş, “höst” dediler anında
kıvırdı. Uzat uzatabildiğin kadar. Kendi oluşturdukları algının içinde boğulmak
üzereler. Ve hala zırvalamaya devam ediyorlar…
Zırvalamalarına bir şey demiyorum da bunları haber yerine
koyanların “gazeteci” olma ihtimali var mı? Boş verdim, bu zırvaları haber diye
okuyan var mı? Bugün gazeteci diye ortalıkta dolananların birçoğu bu dönemle
birlikte silinip gidecektir. Kavramların içi boşaltıldı ama gazetecilik
mesleğin içi “yalanlarla” dolduruldu.
Mafya ile devlet arasındaki en temel ayrım hukuktur…
Devlet de mafya gibi davranmaya başlarsa, elindeki gücü hoyratça halkına karşı
kullanırsa arada “hukuk” farkı kalmamıştır. Hemen hemen her üniversitede açılan
hukuk fakültelerini kapatın! Adalet sistemi içinde çalışan herkesi emekli edin!
İmam Hatiplere önem verin!
AKP, kendi içindeki tek adamlık anlayışını memleketin
yönetim biçimi yapmaya çalışıyor. Kendileri bundan memnunsa bence sorun yok.
Bir gecede tüm il yönetimini görevden alıp ertesi gün yeni bir yönetim
atanmasını kendilerine layık görüyorlarsa hakikaten bence sorun yok. Aslına
bakarsan bu anlayışta bir partinin olup olmamasının da pek önemi yok. “Nasıl
olsa tek adamla işler çözülüyor” bu kalabalığa gerek var mı?
AKP, Çanakkale’den kaç milletvekili çıkardı? Bir, iki? Hangisi?
İki derseniz adını sorarım… Kitap adı gibi oldu: “Milletvekilinin adı yok!”
Osmanlı sevdalıları diyoruz ya aslında o sevda Tanzimat
öncesi Osmanlı hülyası… Aslına bakarsanız böyle bir hülya da yok! Para ile
çakışmayan hiçbir şey sözlüklerinde bulunmaz. Yaptıkları her şeyin yolu paraya
çıkar… Duble olsun yolları… “Duble” kelimesi sadece yolda kullanırlar… Yolları
da yapan “dubleler…”
Takmadıkları AYM, hukuk sisteminin en zirvesi… Anayasayı
rafa kaldıran, mahkemesini takmayan bir anlayışın meşruluğu var mıdır yok
mudur? Kendi dikildiğin zemini yok sayarsan… 7 Haziran’dan sonra da Bahçeli
meclisin bir yanını tanımayarak bulunduğu zemini inkar etmişti…
Bugünün bu siyasi anlayışı yüzünden toplumun bağları
çözülmüştür. Birbirimize bağlayan duygusal nedenler çözülmüştür. Toplum
gevşemiştir. Fiili olarak olmasa da bölünmüşlük budur.
Güzel ülkem, hırsızlıkların hukuksuzluğuna feda edildi…
90 yıllık enkaz yok ortada son 13 yılın enkazı var! İşte bunun kaldırılması
gerekiyor…
Sonra; reklamlar…
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…