Çok katlı yat otoparkı
CED raporu olumsuz çıktı diye dolaşan şehir efsanelerine inanan Bülent abim buna
fena bozulunca –hemen, acilen- kendinden beklenen bir açıklama yaptı ve “dava
açacam, fena yapacam” dedi… Hatta kendini tutamadı 1970'lerin solcu
söylemlerine sarılıp “doğdukları yerde doymak” “işsizlik” “istihdam” “memleket
çocukları” “göç vermek başka bir şey vermeye benzemez” laflarını acıtasyon
kıvamında dile getirdi… Evet, itiraf etmeliyim söylem etkiliydi ama modası
geçeli epey olmuş, köprünün altından sular gelip geçmiş, geçemeyen sular Samsun’da
sel olup akmıştı… Bülent abim dağ gibi hala durduğu yerde vizyon vizyon
duruyordu… Lakin ekşimiş ve de eksilmişti…
İyi mi?
Tabi Kapitalizm dikensiz
gül, kemiksiz et konusunda çok istikrarlıdır. Bunları hep talep etmiştir. Kuralları koyan daha yetkin ve etkili kapitalistler, bunun böyle olmaması
gerektiğini iyi bildiklerinden birkaç dikene katlanırlar… Sistemin sürekliliği
için bu gereklidir. Bülent abim doğuştan olmayıp sonradan kapitalin saflarına
geçtiğinden olacak, bu konuda bazı eksiklikleri var. Kısa zamanda gidereceğini
düşünüyorum… Hatta umuyorum :)
Zaten kapitalizmin gerçek
yüzü olan “Alman Faşizm” tipi paraya hakim olma anlayışı ve toplumu gütme
talebi sonradan kapitale hükmeden saygın(!) beyefendiler tarafından
tezgahlanıp, sahneye özenle konmuştur. Gücü elinde tutanların hepsi “onbaşı”
kıvamında tiplerdir. Perde arkasındakiler gerçek kapital sahipleridir…Yeni yetmelere işlerine geldiği için göz yummuşlardır.
Çok amaçlı yat otoparkını
Çanakkale’nin gelecek vizyonuna katan Bülent abim vizyonunun erişelmez olduğunu
sanıp, yaptığı bu doldurulmuş ve dondurulmuş açıklamalarından anlaşıldığına göre
“çok katlı yat otoparkı” yapılmaz ise halimiz fena… Hatta feceat… Bülen abimin -orada yani- “çok katlı yat otoparkında” çalışacağını düşündüğü binlerce kişi “doğdukları
Çanakkale’yi doymak için terk edecekleri” endişesi içinde. Bu projeyi
engelleyen birkaç “dallamayı” harcamayı kafasına koyup, mahkemeye vermekle
niyetini, vizyonunu toplumla paylaşarak tarafının altını çiziyor. Zannedersin TKP
başkanı! Zannedersin adı yeni kurulmuş radikal bir sol parti manifestosu… Hayır
değil! Niyet açıklayan Bülent abi… Kaale aldığın kadar Bülent abi! Hepsi bu…
İyi mi?
Bülent abimin vizyonuna
diyecek yok! Diyeceğim şu… Kafamız, aklımız hala basmıyor. Nasıl oluyor da
kentin istihdam sorunu bu çok katlı yat otoparkı çözüyor? Bu fizibiliteyi
mutfakta mı hazırladı? Bu vizyon tüm Türkler de olduğu gibi evin çok özel bir
yerinde, bir eylem yaparken mi aklına geldi. (olsa olsa vizyonel düşünme
eylemidir…)
İyi mi?
Bak abi ben sana başka
bir vizyon çizeyim… Hükumet var ya… Bildiğimiz ustalık hükümeti… Yeni
teşvikleri açıkladı. Onlara bir göz at! Bak orada neler var… Aralarında biri
var ki, tam bu kentlik… Öyle beş on kişiye iş sağlayacak, kendine yeni rant
kapıları açacak türden de değil… Gerçekten de bu kentti sıçratacak, bu kentti
dünya kenti yapacak teşviklerden biri saklı… Bu kentin 100 bin olan nüfusunu birkaç yıl
içerisinde üçe dörde katlayacak bir teşvik… En az bu kent nufusu kadar direk
istihdam yaratacak, yine bir bu kent kadar yan sanayilerin oluşacağı bir teşvik
var… İyi bak abi mutlaka göreceksin! Göremiyorsan zaten hemen istifa et!
Görmüşsündür mutlaka… Baktın yaya kaldın bana bir telefon çak!
Ben gördüğüne eminim... 62'den tavşan! Bu kent doğasıyla, bulunduğu konumla, meterolojik
yapısıyla, coğrafyasıyla tam bu iş için bir kent… Amerika kıtasında Holuvut
neyse, Asya için Boluvut neyse, Avrupa için Cinecitta neyse Çanakkale’de dünya
için 4. Merkez olabilir…
Hem artislik sana da
yakışır abi… Teşviklere bir kez daha bak! Ben sana vizyonu haftaya çizerim, sen
kafanı yorma abicim… Çelik çomakla bu iş zor... Hayata sanat vermek, çeliğe su vermeye benzemez!
Çevreyi koru! Altını üste çıkart! 62'den tavşan kaç, tazı Londra olimpiyatlarında...
-geMici-
BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM
EDİYOR…