21 Mart 2017 Salı

Küçük-büyük burjuvalara karşı direnmek!

Hak etmiyoruz. Mücadele etmedik! Buraya kadar dayandık, geri çekile çekile… Memnun muyuz? Hayır!

Mevzilerimizi terk ettik, siyaseti burjuva sınıfına kendi ellerimizle teslim ettik. zannettik ki, -en azından- kendi hayatlarını sürdürebilmek için asgari demokratik şartları savunabilirler. (Eğer bugün böyle bir “sınıf “ kaldıysa.) Yani olmayan bir “sınıfa” teslim ettik. Onlar da ortalıkta olmayınca, bizim terk ettiğimiz “siyaset” mevzilerini” “küçük burjuvalar” doldurdu. Onlar da dolduramayınca, ki, doldurmaları zaten mümkün değildi. (Hem zeka, hem yetenek, hem de bilimsel bilgi birikimi açısından) çünkü; bıraktığımız mevziler bilimdi… Aslına bakarsanız, zaten doldurmalarını beklemek aptallıktı. Ve biz aptaldık! Zaten onlar da ezilip gitti! Onların yerine daha gerici; feodal, baskıcı, yontulmamış, kaba bir siyaset anlayışı karşımıza çıktı.

Bakmayın siz bugün ses çıkaran uzlaşmacı ve korkak “küçük burjuvalara…” İlk fırsatta ülkeyi terk edeceklerdir. Yine “biz” kalacağız, faşizmle burun buruna…

16 Nisan sonrasına hazırlanma zamanıdır...

Gelen dalga “global faşizmim” küresel denemesidir. Bu sadece bir bölgenin ya da bir ülkenin karşılayabileceği bir dalga değilidir. Batımızdan doğumuza, kuzeyimizden güneyimize yeni bir “iyi insanlar” dayanışmasıyla göğüslenebilir.

Kendi konumlarımızı korumak iç güdüsüyle hareket edemeyiz… “Bu bize zarar verir, davanızı geri çekin” anlayışı “küçük burjuva” siyasetinden başka bir şey değildir. Bunun en küçük örneği sendikalardır. Sendikalar sadece “emek örgütleri” olarak tanımlamak dangalaklıktan öteye gidemez! Sendikalar aynı zamanda uluslar arası dayanışma örgütleridir! Bunun için (küçük-büyük) burjuva siyasetine teslim edilemez! Sendikalar aynı zamanda bir STK değildir! Mücadelenin en saf, temel gücüdür!

Bizi pasifleştiren her şeye karşı durmalıyız! Ki, ancak o zaman mücadelenin saflarını kurabiliriz!  

Yarın, bugünden daha zor olduğunu düşünen sadece ben olamam… En azından bu kadar yalnız olmadığımı biliyoru. Buna da inanmak istiyorum!

Ölümün olduğu yerde yaşam, korkaklığın olduğu yerde cesaret, kötünün olduğu yerde iyi, aptallığın olduğu yerde akıl da olmak zorundadır. Her şey karşıtlarıyla vardır.

-geMici-


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...