Bir insan her gün televizyona çıkıp konuşur mu?
Türkiye’de yaşıyorsan konuşursun! Memleketin havası konuşmaya müsait…
Balkanlardan soğuk hava giriyor…
Bırak kadın erkek eşitliğini… Biz eşit miyiz? Önce biz
eşitlenirsek diğer soruya geçerim… Her kes biliyor ki, devlet karşısında eşit
olma şansımız yok! Olsaydı bu kadar yukarıdan bakılmazdı… Sanki sürekli
balkonda…
Biz eşit olamayız! Eşitlik insanlar arası bir durumdur.
İnsani bir değerdir. Memleketin yüzde 99.9’u Müslüman olan bir ülkede tabi ki
eşitlik de ol(a)maz! “Eşitlik” hukuki bir durumdur. Dini içerik taşımaz!
İnsanlığın binlerce yıllık birikimi sonunda ortaya çıkmış bir durumdur!
Milattan sonra 622’de ya da 2014 yıl önce ortaya çıkmış bir inanç sistemi
değildir. İnanç sistemleri, insanlık tarihi içerisinde birer parçadır hepsi bu!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin temelinde
laiklik vardır… Farklı inanç sistemlerine eşit uzaklıkta olma üzerine kurulu bir
sistemdir. Aynı şekilde cinsler arasında farklılıkları da görmez. Bu anlamda
eşitçidir… Böyle de olmak zorundadır! Hukuk sistemini dini temalar üzerine
kurduğunuz zaman bu şeriattır, o zaman bir eşitlikten de söz etmek mümkün
değildir. Tabi ki, erkek üstündür!
Ne yazık ki, her gün konuşan ve konuşulanlara inat yaşadığımız
ülkenin adı “Türkiye Cumhuriyet”i… “Türkiye Şeriat Devleti” olduğunda bana da
haber verin ki bu yazdıklarımı yazmayayım! Bu çok da uzak bir tarih değilmiş
gibi duruyor. Bu konuda birçok işaret var…
Yargıtay başkanı Ali Alkan konuşuyor… "Yapılan
düzenlemeler bize sorulmadı" diyor. Alkan, düzenlemelerin "yargı
bağımsızlığına" aykırı olduğunu da vurguluyor. Alkan, yapılan
düzenlemenin "yürütmenin, yargıya müdahalesi" olduğunu da belirterek,
"Bu müdahale, daha ne zamana kadar devam edecektir? Yürütme Yargıtay
Birinci Başkanlık Kurulu nasıl oluşursa memnun kalacaktır?" diyor...
Anlaşılan o ki Ali Alkan’ın burasına kadar gelmiş!
Yürütmenin nasıl memnun olacağını kestirmek çok da zor
olması gerek…
Türkiye’de taşların yerinden oynadığı kesin… Yerinden oynayan
taşların tekrar yerine oturması da mümkün görünmüyor.
Cumhuriyet, cami avlusuna bırakılmış bir çocuğa benziyor…
Öylesine sahipsiz duruyor… Peki, ne olacak? Kucağımızda bulduğumuz cumhuriyeti
ne yapacağız? Hızla bize dikte ettirilen “Yeni Türkiye” daha gerici, daha akıl
almaz, daha hukuk tanımaz, daha sınıfçı, tasnif edici bir sistem…
İşte düşünmemiz gereken nokta tam da burasıdır!
Benim bu konuda birçok farklı görüşüm olabilir… Önemli
olan siz ne düşünüyorsunuz? CHP, hızla umut olmaktan kendini çıkarıyor… Zaten bu
mevcut kadrolarla olması, var olması, dolaşan isimler ve saire ile mümkün
değil! Politikaları olmayan insanların yan yana geldiği “bir şey...”
,
Yeni çözüm yöntemleri bulmak zorundayız!
Başa dönersek… Geriye kalan yüzde 0.01 var ya. İşte o;
0,01 artık bir araya gelmek zorunda…
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…