“İşsizlik düştü…” Savaş öncesi moral veriyorlar, komedi. “Ekonominin
çarkları felaket iyi” demeye getiriyorlar. Bunu bir yere kaydedin…
Geçen yüzyılın başında İngiltere – Fransa arasındaki
anlaşma bugünlerde son bulmuşa benziyor. Orta-Doğu haritası içinde bulunduğumuz
yüzyılın başında, yani bugünlerde tekrar, sil baştan çiziliyor…
Bu iş sadece İngiltere ve Fransa ile ol(a)mayacağı
anlaşılmış vaziyette. Yeni aktörler devreye girdi… ABD, Rusya, Çin de üstüne
düşeni -hakkaniyet esaslı- ısrarla
istiyor. Zaten bu konuda büyük bir müttefiklik hukuku kurulmuş durumda. Bizim
caz yapmamız bundan… İşsizlik düşüyor, ekonomimiz iyi ama…
Arada
Birilerinin Deneyip, tezgâhladığı IŞİD ne hikmetse –neredeyse- dünya koalisyonu
karşısında hala varlığını sürdürüyor… Temizleme işlemi Sünni Müslüman hattına
havale edilmiş sanki. Kim onlar? Sünni Araplar. Din tüccarları.
Birinci Dünya savaşında Osmanlıyı arkadan vurmuş ve Arap
Yarımadasından bizi süren din kardeşlerimiz(!) Havaleyi kabul edenler, aynı
zamanda IŞİD’i yaratanlar, hepsi bir arada… Kanıt olarak da Can Dündar ve Erdem
Gül’ün iddia namesi rahatlıkla gösterilebilinir…
Senaryo şöyle… Askerlikten pek anlamayan zaten tüm
güvenliğini ABD’ye havale etmiş Körfez devletleri (Başlarında CIA onaylı
faysalcıklar), bize ait olduğu iddia edilen İncirlik Üssüne savaş uçağı
gönderirler…
Para var uçak var… Asker olmasa da olur, zaten onlar
rahatlıkla buluna bilinir. Nereden? Türkiye’den… İşsizlik düşüp de tam da
ekonomi şahlanırken nerden çıktı şimdi bu?
Uçakların bugüne kadar savaş kazandığı görülmüş şey
değil. Karadan da birileri gitmesi lazım. 1984’ten beri bombaladığımız kandil
hala üstüne düşüne yapmaya devam ediyor. Yani uçak işi yaş iş… Karadan
birilerinin yürümesi lazım! İşte o biziz… Kamuoyu ikna edilmeli yüzde 49,5’i
zaten ikna edilmiş, gerisi yolda düzülür misali YPG bahaneli obüs bombardımanı.
Katakulli hazır… Düğmeye basılmış, haritayı önüne koymuş dünya koalisyonu ha
bire yeni sınırları çiziktiriyor…
Bizimkilerin de o sınırları bildiğini sanmıyorum… Şam’daki
Emevi camisi sınırlar içerisinde kalır mı kalmaz mı bilmem ama bundan sonra
fotoğrafını bile göstereceklerini sanmıyorum. İstersiniz ama de mi? İstersiniz
istersiniz… Birileri de “Diyarbakır Ulu Cami’nde namaz kılacağız” dese “oh oh
ne güzel” demezsiniz.
Empati kurmak böyle bir şey… Yüzyıldır barış içinde
yaşamak için ne kadar çabalasak da birilerine bu feci şekilde batıyor ve
barışın içine etmeye çalışıyor. Ne zaman hak hukuk desek, insanca yaşamaktan
bahsetsek karşımızda hamasi bir duvar dikiyorlar, gölgesinde savaş çığlıkları…
En çok desteği de bu savaşta hayatını kaybedecek gençlerden görüyorlar…
“Bu ne yaman çelişki anne…”
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder