8 Şubat 2016 Pazartesi

Muhalefet mi? Nasıl ama…

Parlak bir cümle gurubu yazacağım şimdi...

“Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri, özgür medyanın varlığıdır. Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır. Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri, titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır,”

Ben imza topluyorum. Yukarıda yazdığım yazıya imza koyar mısınız desem ne yaparsınız? Gözü kapalı imza atarsınız. Ben yazdığım için değil, olması gerekenin bu olduğu için imza verirsiniz. Ben sadece imza atmakla kalmam, bir de mühür basarım ki, daha kalıcı olsun…

İnternete girin. AKP programına tıklayın. “2.1 Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünü açın ve okuyun. Dersiniz ki; “uçmuş bunlar. Bırak bunları yapmayı yarısını yapsalar memleket içine düştüğü sıkıntılarının bir bölümünü anında çözer.”

13 yıldır iktidardalar, bırakın yazdıklarını gerçekleştirmeyi mevcut durumu daha da geriye sürüklemişler. Adamların parti programı yerinde duruyor. Herkesin okumasını öneririm. Hatta özellikle muhalefet partilerinin… Çünkü;

…bir parti yapmayı taahhüt etmesine rağmen 13 yıldır bir adım atmamış. Muhalefet partileri de sormamış: “Yau arkadaş bunu bunu demişsiniz ama hiçbir şey yapmamışsınız. Buna siyasi ahlaksızlık denir. Gereğini neden yapmıyorsunuz?” diye sormaları için…

Hatta dört beş yıl önce aynı iktidar gazetecilerin yıpranma haklarını kaldırmışlardı. Sonra durup dururken tekrar bu hakları kendileri veriyormuş gibi tekrar yerine koydular.

Hep aynı taktik…

Aynı programın devamında; “Kadın, çocuk ve çalışma hayatına ilişkin hak ve özgürlük alanlarında uluslararası standartlar ülkemizde de eksiksiz uygulanacaktır,” gibi bir cümle daha var… 13 yılda 17 bin işçi inşaat kazalarında ölmüş… Kadın ve çocuklar kısmı için bir cümle bile yazmayı düşünmüyorum. Her şey sizlerin gözleri önünde oluyor…

Bütün bunlar yaşamımızın bir parçası olurken hala gerekli gereksiz kıldan tüyden fetva veren, densizliklerini sürdüren diyanet işleri başkanlığı kendisini “ulema” kurumu olarak görmeye başlaması biraz saçmalık olmuyor mu? Devlet memurusunuz alt tarafı… Dini bir sınıf konumuna koymayın kendinizi… Abuk sabuk cümle sarfiyatından başka bir şey değilsiniz. Hiç olmazsa aldığınız maaşı hak edin!

İnsanın niyeti ile yaptıkları bir olmayınca, bir şeylerin üzerini örtmeye çalıştıkça ben de bu satırları yazmaya devam edeceğim…

Muhalefet mi? Onlar birbirleriyle çok meşgul… Anayasa yapcekler… Adam kendi programına uymuyor, mevcut anayasayı takmıyor, muhalefet anayasa masasına oturuyor. 

Önce bunları sorsana…

Neydi o kelime? İstikşafi…

J

-geMici-


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…



Hiç yorum yok: