18 Temmuz 2016 Pazartesi

Bir darbenin bize anlatamadıkları

“Memlekete yazık oluyor” falan diyoruz ya, hakikaten yazık oluyor. Memleketimiz her geçen gün özelliklerini yitiriyor. Değerlerini kaybediyor. Kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri olma özelliğimizi çoktan yitirdiğimizi biliyorduk da “darbe” yeteneğimizin kaybolduğunu yeni öğrenmiş olduk.

Oysa düne kadar memleketimizin en belirgin özelliğiydi. Aslında bu alanda oldukça deneyimimiz de vardır. Hele 12 Eylül darbesi kendi alanında bir dünya klasiği haline gelmiştir. Darbe deyince ilk akla gelen darbe olarak belleklerde yerini almıştır. CIA’in darbe derslerinde geri kalmış ülkelere örnek olarak gösterilmeye devam ettiği iddia edilmektedir.

Üzerinden 36 yıl geçmesine rağmen etkilerini her alanda sürdürmektedir. Hatta bir Allah’ın kulu çıkıp etkilerini silememiştir. Ve hatta  toplum hesaplaşmasını bile yapamamıştır. Yani o kadar efsaneleşmiş bir darbedir.

Hatta bugün içinde bulunduğumuz kalın kafalılık özelliğimizin tohumları o günlerde atılmış, zamanla serpilmiş ve bugün darbe bile yapamaz hale gelmiş bir toplum biçimlendirmiştir.
Lakin her biçimlendirmenin yan etkileri de oluyor. Bunlardan en önemlisi de demokrasiden fena halde kıllanan kitlelerin –anlık da olsa- maceramsı bir demokrasi anlayışının gözlemlenmesi olmuştur. Hiç hesapta olmayan bu yan etki, sosyolojik olarak sosyal endikasyona yorumlanabilir.

Kenan Evren yaşasaydı; “Ne tekim darbe böyle yapılmaz” der mevzuyu kesip koparırdı. Zaten en sevdiği huyu da kesip atmaktı. Hesaplarını kapamadan rezillikler tarihinin en müstesna yerinde yer almıştır. Asla da unutulmayacaktır.

Unutmayanların bir kısmı, bugün iktidar olmalarının yolunu açtığı için, diğer kısmı da memleketin nazik hallerinden ötürü unutmayacaktır. Zaten unutulabilecek bir durum da değildir.  

Son 14 yıldır mağdur olanların mağduriyetini ikiye katlaması da son darbenin bir diğer dikkati çeken özelliği olmuştur. Mutluluk gözyaşları meydanlara taşmıştır. “Demokrasi nöbeti” kavramı devşirilerek mana ve önemi arttırılmıştır.

Son darbenin topluma öğrettiği ciddi konular da olmuştur. Mesela meydanların sadece meydan olmadığını öğretmiştir. Demokrasinin meydanlarla var olabileceğini öğretmiştir. 2013’te memleketin gençlerinin neden meydanlara çıktığı şimdi daha anlaşılır olmuştur. Yani memleketin bir kısmı ciddi bir öğrenme süreci yaşamaktadır. Bu da iyi bir şeydir…

Normalleşme normal koşullarda olur… Anormal demokrasilerde de olabilecek şeyler de işte son birkaç günde yaşadıklarımız, gördüklerimiz olur. Buradan hayat çıkmaz… 
Çıkartamazsınız…

Geldiğimiz nokta iç savaşın ön sözü gibidir… Buradan acilen geri dönülmelidir. Bunun kazananı olmaz.

-geMici-



BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…

Hiç yorum yok: