11 Ocak 2016 Pazartesi

Çalışan gazeteciler...

...Ve çalış(a)mayan gazeteciler diye iki ayrılır. Aslına bakarsanız bu ayrım biraz yanlıştır. "Biraz" kısmına gelirsek; gazeteci çalışıp çalışamamasına göre ayrılmaz. Gazeteci yaptığı "işe" göre ayrılır... "Havuza dalıp çıkanlar ve gazetecilik -her şeye rağmen- yapmaya çalışanlar" diye...

Bu ayrımı "gazeteciler" ve "gazteciler" diye ayırmak daha doğru olacak... Birisi "bu da mı haber değil" diyorsa yaptığı işten şüphe duyuyordur ve hakikaten gazeteci değildir.

Zaten bir gazeteci, muhabir ne yaptığını iyi bilir. Yaptığı standart 5N - 1K'dır. Haberin sorularına "doğru" yanıtlar bulmaya çalışır ve bulgularını okur ile paylaşır. İşin temeli bu kadar basittir ama olağan üstü dönemlerde kazın ayağı biraz farklıdır. Gazetecilik biraz "dalikanlılık" işidir.

Gazetecilik için istediğiniz tanımı yapabilirsiniz ama bir gerçeği göz ardı edemezsiniz. Gazeteci soru sorar. Gerçeğin sorularını sorar. En önemlisi halk adına sorgular...

Hiç bilmiyorsa 5N-1K... Bunu becerse bari... Nerede? Ne zaman? Kim? Neden? Nasıl? ve Kim?  

10 Ocak'ta Çanakkale Memleket haber portalında küçük bir haber vardı. Altı yıldır muhabirlik yapan Mine Tarım arkadaşımızın sosyal medyada yayınladığı "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" kutlama mesajı...

Evet, bir kutlama mesajı haber olabilir. Eğer o mesaj aşağıdaki gibi bir mesaj ise mutlaka da olmalıdır. Okur bilmelidir kendisine ulaşan haberlerin, hangi koşulda yaşayan muhabirlerin kaleminden çıktığını. (Eskiden mahreç ve muhabir adı yazardı) Ona göre okuduğu haberin "ne" olduğunu bilmelidir.

"Sendikal örgütlenmeden yoksun, yalnız bırakılmış, yıpranma tazminatı elinden alınmış, iş güvencesi olmayan, kokuşmuş sistemde baskılara rağmen saygınlığını koruyan, doğru yazmaya çalışan, dik duran, direnen tüm basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun."

Bir paragrafta özetlenmiş bir mesleğin "evrak-ı metruke"si...  

Zor günlerin zor işidir gazetecilik... Gücünü yazılı kaynaklardan, yasalardan almaz. 
Dayandığı güç "insanın haber alma, doğru haber alma hakkından" alır. Gerisi kocaman bir yalandır.

Yok anayasada basın güvence altındaymış da falan filan... Hepsi yalan! Adamı içeri atarlar sonra da adamına göre bir suç yaratırlar. Sonra da "gazetecilikten içeride kim var?" diye sorarlar...

Sarı sendika vardır da sarı gazetecilik yok mu sanıyorsunuz... Ah koçum ah her yer sarımtırak...

-geMici-

gemici@yandex.com


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...

Hiç yorum yok: