21 Ocak 2016 Perşembe

Matematik…

Bizim hesaplarla onların hesapları uyuşmuyor. Bizim hesabımız basit, tüm işlemleri “yalakalık” sonucuna göre kuruyoruz. En somut son örnek, Bülent abimin akademisyen açıklaması… Sanki sana kaldı… (Bu arada güle güle...)

Onların hesabına ise bizim kafamız basmaz! Matematiksel olarak 9. Gezegenin varlığını kanıtladılar. Hesaba göre güneş etrafını 20 bin yılda tamamlıyor. Şimdiye kadar gören yok ama varlığı matematiksel olarak kanıtlanmış durumda.

Çarşı Pazar hesabı yaparken kerevizi hesaplayamayanların hesabı da ancak bu iktidar kadar olabilir: “Ekmeğe zam yok, fiyatı arttı.” Matematiğin mizahı da ancak bu kadar olabilirdi, o da oldu!

Artık hiçbir sosyolojik sonuç beni şaşırtmıyor. Yapılan son açıklamalara göre “akademisyenlerin açıklamaları fikir özgürlüğü ile uyuşmuyor.” Hangi matematik sonucuna göre acaba? Bir “demokrasi” matematikleri var, hiçbir matematik denklemiyle açıklanamıyor. Kafalarındaki hesap Kayzer dönemi sonrası Almanya…

Demokrasi(!) matematikleri bu kadar… İçten hesaplı, kendilerine göre… Yok öyle evrensel bilim falan filan… Ne kadar çok damardan din dersi, öyle bir halk rehaveti… Yönet koçum! Bu da sürdürülebilir iktidar denklemi… Ha, işte bu tam onlara göre…

Başbakan Davos’a gitti… Gündemi çok yoğun… Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yoğun temaslarda bulunacak. Yoğun temas matematiğinden protokol nasıl baş edecek merak konusu.  Yanında Ali Babacan… Bakan değil, danışman… Güven veriyor.

Yüksek yüksek tepelerde hesap bambaşka… Laikliğin canına ot tıkamanın “bin bir parabolleri” “demokrasiden feragat ettirmenin formülleri” “hukukun dibini oyarsak bu havuz kaç dakikada boşalır? bilinmezi” “Ali bedavaya hastaneye gitti, eczanede bir ton para ödedi ama sağlık hizmetleri nasıl oluyor da bedava oluyor? Denklemi.” Hesapların kesin sonuçları da –eminim- vardır…  

Unutturulmaya çalışılan 17/25 vakası hangi formülle açıklanabilinir bilmiyorum… Ama matematik işe yaramıyor. Unutulmuyor. En azından ben unutmuyorum… Matematik bu! Hesabım da pek güçlü değildir. Zaten o kadar parayı ne yan yana ne üst üste ne de bir filmde gördüm… Rüyaların matematiği olmadığına göre…

Zorla “bölme” işlemi ile bütün sorunları çözmeye kalkan matematik fakirlerinin hesapları herkese tepeden bakmak, ötekileştirmek, savaşa benzin dökmek sonra da seyretmek… Bütün bunların mutlaka derin bir psikolojik nedeni olmalı… Demek istesem de esas “hesap” matematiğin tüm bunları hesaba bile katmamış olmasıdır.

Güneşin yörüngesini 20 bin yılda tamamlayan şimdilik adı bile olmayan, görülmeyen gezegen kadar gerçeklikleri olmaması ve dünyamızın gerçekleriyle uyuşmadığıdır. Bu dönemin hesapları mutlaka son bulacaktır da yalakalık hesapları ile çözüm(!) üretenlerin matematiği ne olacak?   

Çanakkale matematiği ise gayet basit… Dön sırtını Türkiye’ye yaşa…

-geMici-



BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…  

Hiç yorum yok: