Bizim hesaplarla onların hesapları uyuşmuyor. Bizim
hesabımız basit, tüm işlemleri “yalakalık” sonucuna göre kuruyoruz. En somut
son örnek, Bülent abimin akademisyen açıklaması… Sanki sana kaldı… (Bu arada
güle güle...)
Onların hesabına ise bizim kafamız basmaz! Matematiksel
olarak 9. Gezegenin varlığını kanıtladılar. Hesaba göre güneş etrafını 20 bin
yılda tamamlıyor. Şimdiye kadar gören yok ama varlığı matematiksel olarak
kanıtlanmış durumda.
Çarşı Pazar hesabı yaparken kerevizi hesaplayamayanların
hesabı da ancak bu iktidar kadar olabilir: “Ekmeğe zam yok, fiyatı arttı.” Matematiğin
mizahı da ancak bu kadar olabilirdi, o da oldu!
Artık hiçbir sosyolojik sonuç beni şaşırtmıyor. Yapılan
son açıklamalara göre “akademisyenlerin açıklamaları fikir özgürlüğü ile
uyuşmuyor.” Hangi matematik sonucuna göre acaba? Bir “demokrasi” matematikleri
var, hiçbir matematik denklemiyle açıklanamıyor. Kafalarındaki hesap Kayzer
dönemi sonrası Almanya…
Demokrasi(!) matematikleri bu kadar… İçten hesaplı,
kendilerine göre… Yok öyle evrensel bilim falan filan… Ne kadar çok damardan
din dersi, öyle bir halk rehaveti… Yönet koçum! Bu da sürdürülebilir iktidar
denklemi… Ha, işte bu tam onlara göre…
Başbakan Davos’a gitti… Gündemi çok yoğun… Kuzey Kıbrıs
Cumhurbaşkanı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yoğun
temaslarda bulunacak. Yoğun temas matematiğinden protokol nasıl baş edecek
merak konusu. Yanında Ali Babacan… Bakan
değil, danışman… Güven veriyor.
Yüksek yüksek tepelerde hesap bambaşka… Laikliğin canına
ot tıkamanın “bin bir parabolleri” “demokrasiden feragat ettirmenin formülleri”
“hukukun dibini oyarsak bu havuz kaç dakikada boşalır? bilinmezi” “Ali bedavaya
hastaneye gitti, eczanede bir ton para ödedi ama sağlık hizmetleri nasıl oluyor
da bedava oluyor? Denklemi.” Hesapların kesin sonuçları da –eminim- vardır…
Unutturulmaya çalışılan 17/25 vakası hangi formülle
açıklanabilinir bilmiyorum… Ama matematik işe yaramıyor. Unutulmuyor. En
azından ben unutmuyorum… Matematik bu! Hesabım da pek güçlü değildir. Zaten o
kadar parayı ne yan yana ne üst üste ne de bir filmde gördüm… Rüyaların
matematiği olmadığına göre…
Zorla “bölme” işlemi ile bütün sorunları çözmeye kalkan
matematik fakirlerinin hesapları herkese tepeden bakmak, ötekileştirmek, savaşa
benzin dökmek sonra da seyretmek… Bütün bunların mutlaka derin bir psikolojik
nedeni olmalı… Demek istesem de esas “hesap” matematiğin tüm bunları hesaba
bile katmamış olmasıdır.
Güneşin yörüngesini 20 bin yılda tamamlayan şimdilik adı
bile olmayan, görülmeyen gezegen kadar gerçeklikleri olmaması ve dünyamızın
gerçekleriyle uyuşmadığıdır. Bu dönemin hesapları mutlaka son bulacaktır da
yalakalık hesapları ile çözüm(!) üretenlerin matematiği ne olacak?
Çanakkale matematiği ise gayet basit… Dön sırtını Türkiye’ye
yaşa…
-geMici-
BATI-feneri
ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder