31 Mayıs 2016 Salı

Gülmeyi unutmayın...

Gülmeyi unutursak hayatı kaybederiz. Çocuklarımızın geleceği için, Gezi Direnişinde kaybettiğimiz canlarımız için, umut dolu gelecek için gülmeyi unutamayız. Bizim kahkahalarımız onların korkularıdır... 

Evet; Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Can Cömert, Ethem Sarısülük,  Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Mehmet İstif için yüzümüzdeki gülümseme hiç kaybolmayacak... Kaybolmamalı...
Bütün çabaları gülmeyi unutturmak... Karanlık, korkuların kol gezdiği, baskıların her gün arttığı bir ülke yaratmak istiyorlar. Felsefesiz, sanatsız, estetikten yoksun, kaba bir ülke yaratmaya çalışıyorlar. Bilimin olmadığı, abuk sabuk bir toplum yaratmanın peşindeler. Başaramayacaklar. Biz gülmeyi unutmadığımız sürece başaramazlar...
Yaratmaya çalıştıkları ülkeye bakın...
Şaşalı törenler, vakıf altında bağış şirketleri, çocuk tacizleri, eve kapatılmaya çalışan kadın, özelleştirme adı altında peşkeş çekmeler, kamu yararı adına çevre katliamları, adaletsiz, hukuksuz, tek adam düzenine dayalı, herkesin  tapındığı bir ülke. Soru sormak yasak! Sola bakmak yasak! Ne derlerse yapılacak! Onlar ne verirse onla idare edilecek! Bu nasıl bir şey?
14 yıldır ürettikleri tek şey beton... Türkiye Cumhuriyetinin seksen yıllık kazanımlarını sattılar, bitirdiler... Kapısında "Türkiye Cumhuriyetinin malıdır" yazan satılmadık bir tek malı kalmadı.
"Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri" gerçeği gitti Bulgaristan`dan saman ithal eden bir ülkeye dönüştürdüler. Köylere bir bakın... Köylü dikiyorsa bir şeyler kendini meşgul etsin diye. Para kazanamayacağını kendisi de biliyor... Bittiğinin farkında. Uzatmaları oynuyor... Süt, sudan ucuz...
İşsizlik rakamlarını bilen var mı? İşsizliği saymayı da bıraktık. Gençleri karamsarlığa mahkum etmeye çalışıyorlar. Gençlere sahip çıkmak zorundayız... İnadına gülümseyin. Umutlarınızı hep yanınızda tutun...   
Biz gülmeyi unutursak başarırlar... İnadına gülümseyin! Gülümsemeniz çevrenizi umut verecek. Umutlarımız yeşerecek... Yenilmediğimizin, bıkmadığımızın, direndiğimizin ve direneceğimizin işaretidir.
Yalanlarla ayakta durmaya çalışan iktidarlar, yalanları kadar sürer ve biter...
Biz yalan söylemedik. Başörtülü bacıya hiç bir şey yapmadık. Hatta tanımayız bile. Camilere ayakkabıyla girmedik. Ve orada içki içmedik. Eğer bunları yapsaydık, yaptık derdik! Bizde yalan yok kardeş...
"6 Milyar ağaç diktik" palavrasının gölgesine uzanıp güneşten kaçmadık...

-geMici-
gemici@yandex.com

BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR...

Hiç yorum yok: