9 Haziran 2016 Perşembe

Tamam anayasa yoktur da… Kafama takılanlar var!

Diplomasız adama yetki verirsen olacağı tam da budur.  Ehliyetsiz adama TIR teslim etmek gibi bir şey… Neden sonuç ilişkisi içerisinde memleketin gelip geleceği nokta 'tam' da burasıdır. Ne eksik ne fazla... Kabine amiri açıkça “anayasa yoktur, babayasalara geldiniz” derken geldiğimiz noktayı tescilledi.

Bütün bu söylem biçiminin bir anlamı olmalı… Yoksa ısrarla hukuksuzluk vurgusu neden yapılsın?

Acaba böyle deyince yaptıkları hukuksuzluklar ortadan mı kalkıyor? Eğer kalkıyorsa herkes başının çaresine baksın. Madem anayasa yok otorite de yoktur.  Vali yok, kolluk kuvvetleri yok, iddia makamı yok, hakim yoktur… Hükümsüzdür. “Kimliğimi kaybettim, hükümsüzdür” deki hükümsüzdür var ya işte o… Yani geçersizdir.

İşlediğiniz herhangi bir suçtan sizi kimse yakalama, mahkeme etme ve infazı gerçekleştirme yetkisi 1 Haziran 2016 tarihinden itibaren hiç kimsede yoktur.

Suçun başlangıcından infazın sonuna kadar yetkili görevliler (Polis, Jandarma, Savcı, Hakim, İnfaz Koruma Memuru) gücünü yasalardan alır. Yasaların da dayanağı, temeli anayasadır. Temel yoksa Dursun verelim diyemezsiniz… İşi Karadeniz fıkraları temizlemez… Temel yasa yoksa…

Toplum da yoktur.  Tek adalet orman kanunudur. İşte bu noktada herkes başının çaresine baksın.  Madem istenen bu, buyurun memleketin haline.  Diplomasız adama verilen yetkinin sonu budur.

Hukuksuzluğu savunan bir kabin amiri ile yapılacak hiçbir şey yoktur.

Amerika ile aynı fikirde olacağımı hiç zannetmezdim.  Akepe sayesinde bu da oldu... Amerika; “FETÖ örgütü diye bir örgüt tanımıyoruz.”  İlginçliğe bak ben de tanımıyorum.  Yolsuzluğun ne olduğunu biliyorum da uyduruk terör örgütü bilmiyorum.  Siz gidin onu kendi tabanınıza,  kendinize yutturun.

İşin ilginç tarafı yolsuzluk algısı yerine darbe algısını yerleştirmek için uydurduklarına kendileri de feci şekilde inanmış durumda. Kitlesel bir rüya görüyorlar… Uyandıklarında ne diyecekler, bu toplumun yüzüne nasıl bakacaklar, bekleyip göreceğiz…

Tek kurtuluşları hukuksuzluk…  İşte bunun için anayasayı falan tanımam ayaklarına yatıyorlar.  Ama biz yatmıyoruz... Hukuksuzluğu meşru haline getirince 17/25 Aralık, Gezi cinayetleri, Memleketin düştüğü uluslararası arenadaki itibarı, ekonomik zararları, ötekileştirme, din bağnazlığı, eğitimin içine edilmişliği, keyfi keder açıklamalar, Patlayan canlı bombalar, barışa kurşun sıkanlar, bürokrasideki taraftar uygulamaların da hükümsüzleşeceğini sanıyorlarsa feci şekilde derin uykudalar…

Size ne seri katilden? Asıl siz memleketin seri katiline bakın...  Ben size bir ipucu vereyim.  Katil, ne bahçıvan ne de aşçıbaşı...

16 Haziran’da vizyonda!

-geMici-


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…


NOT: Kocası hırsızlıktan meslekten atılmış birinin alın teri ile çalışmanın, hayat kurmanın ne anlama geldiğini bilmesi mümkün mü? Battıkça batıyorlar… Nasıl saldıracaklarını şaşırdılar… 

Hiç yorum yok: