10 Mart 2016 Perşembe

Berkin Elvan günü…

11 Mart’ı bir yere kaydedin. Unutmamamız gereken günlerden bir gün… Güzel bakışlı çocuğu 2014 yılında bulutlara uçurduk. Sonra anne ve babasını miting alanlarında yuhlattık. Böyle rezil bir dünyayı arkasında bırakarak sonsuz ışıkların içinde kayboldu. Bakışları kaldı bize de…

Şimdi iyi düşünün… 14 yaşında bir çocuğunuz var. Ekmek almaya gidiyor. Başına polisin attığı gaz fişeği geliyor. 269 gün komada kalıyor ve kaybediyorsunuz. Suçlular belli ama hukuk yok. Boş gözlerle adalet arıyorsunuz… Karşınızda kör bir duvar!

Unutmayın! Bu hepimizin başına gelebilir… “Olsun gelsin ama haziran’da vizesiz Avrupa turuna çıkıyoruz” da denebilir tabii… Ne de olsa AKP sayesinde demokrasinin ne olduğunu öğrendik. Hele basın özgürlüğü hayal gücümüzün sınırlarını zorluyor.  

Adalette bir dünya örneğiyiz. Hatta özel bir türüz. Adalet bizden soruluyor… Hatta Dündar ve Gül serbest bırakılınca AKP gurup başkan vekili memnuniyetini dile getirebiliyor. Tamam, sonradan çark etmiş olabilir ama dedi… “Memnunuz” dedi.

Komşularla “Sıfır problem”den “sıfır komşuya” kadar geldik. Çevremizde komşu kalmayınca Latin Amerika’da komşu yaratmaya kalktık. Ertesi gün de problem yarattık o defterin sayfası da kapanmış oldu. Şimdi mutluyuz… Sıfır komşu sıfır dert… Dert değil yani.

Aslına bakarsanız öğrenmenin yaşı yok; “harem bir okul…” Vatan hainliği” ile “vatansever” arasındaki fark “darbeci” ile “terör örgütçüsü” arasındaki fark kadar… Ya öylesin ya böyle…

Nefes alıp verince yaşamış sayıyoruz kendimizi. Çok nefes, çok hayat manasına geliyor. Müzik yok, resim yok, rüküş bir hayat içerisinde toslayarak ilerliyoruz. Tosbanın sakin hayatı rüzgar estirerek yanımızdan geçişi bile bizi kendimize getirmesinden uzak… Öyle bir noktadayız.

Şaşırmak yasaklanmış da biz de bunu pek sevmişiz hovardalığındayız. Kahredici günlerin en başında, “bakalım ne olacak?” beklentisinde estirip gidiyoruz…

Günler geçiyor biz öğreniyoruz…

-geMici-


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…

    

Hiç yorum yok: