3 Mart 2016 Perşembe

Adım adım gidiyoruz…

Kışı görmeden bahar geldi… Sanki sonbahardan ilkbahara atlamışız gibi bir his… Diğer yandan gelecek felaketlerin ilk habercisi. Bu yaz nasıl olacak sorusu ve çevreye sırtını dönmüş koca bir dünya. Ve en üste tek sorumlu “insan.” Tabi tırnak içinde…

Aslında gerçek uzaylı biziz… Dünya uzayın bir parçası. (Tespit yapmıyoruz burada, bilimsel konuşuyoruz. Bir öküzün boynuzlarında dengede durmaya çalışıyor da diyebilirdim pekala.) Koskoca evrende, Samanyolu galaksisiniz bir köşesinde dönüp duruyor…

İnsan’ın dışında birçok tür yaşayıp yok olmuş ama hepsi doğal seleksiyon içinde gerçekleşmiş. İnsan ne zaman doğaya müdahale etmeye başlamış, türlerin de doğal nedenlerin dışında yok oluşları başlamış.  

Hiçbir canlı tür, insan ile mücadele edememiş… “İşte biz böyle üstün, akıllı bir canlıyız” demek isterdim ama utancım buna izin vermiyor…

Eğitilmiş insan – eğitilmemiş insan arasında bir fark yok. İnsan bu… Biraz üstünü kazıyın altından çıkan “faşisti” göreceksiniz.

Adam gübre atmış tarlasına, çuvallar rüzgarda oradan oraya sürükleniyor… Eğitilmemiş köylü demeyelim de işi biraz ince olalım… Çevre bilincinden yoksun diyelim mesela. Aynı öküzün bir benzeri de üniversiteli. İçtiği bira kutusunu denize atanların hepsi ilkokul üçten terk mi sanıyorsunuz? Sanmayın…

Çevreye saldıranların çoğu eğitilmiş, okumuş, yazmış, birçoğu da benden senden daha çok mürekkep yalamış ama mürekkep balığını tabakta görünce içindeki canavar dışarıya fırlıyor…
Cerattepe’de saldırıyı yapanlar “cahil” mi? Kazdağına saldıranlar? Yau bırakın sokakta sigara içip, izmaritini atanların hepsi okumuş yazmış çocuk… Sıkıysa “neden attın” diye sor. Özellikle de çarşı caddesinde çalışan “emekçilere…” Cevap –pek muhtemel- “sana ne?” olacak…
Siz üniversite kampusuna hiç girdiniz mi? Girmeyin…

İnsana ait bu tuhaf durum bizim uzaylı olmamız gerçeğini değiştirmiyor. Uzayda aynı gezegende dolanıp duruyoruz. Dünyayı tüketince sanki başka bir yere taşınacağız. Yok koçum öyle bir yer…

Olaya buradan bakınca ne sınırların bir anlamı kalıyor ne de tüketim toplumunun topu… Ortalama 60-70 yılı insani koşullarda geçiremeyen bir türün üyeleriyiz. Çok mu gurur duydunuz. Tarihe bak! 

Ha bire hırs yapıp birbirimizi öldürmüşüz… Sınarlar koyup kimin nasıl yaşaması gerektiğinin tel örgülerini çekmişiz. Küçük insanın büyük macerası sürüyor… Maceranın sonu da belli bence…

Binlerce yıl sonra birileri insan fosili bulur ve türün nasıl yok olduğu üzerine ansiklopediler yazar… Ben ona gerçeği söyleyeyim: Tüketim toplumu!

Arayın şimdi altınınızı… Bakalım ne bulacaksınız!

-geMici-


BATI-feneri ÇAKMAYA DEVAM EDİYOR…


Hiç yorum yok: